
Giriş: Laodikya Antik Kenti
Laodikya Antik Kenti (Laodikeia on the Lycus), Ege bölgesinin kalbinde, Denizli ilinin kuzeyinde yer alan, Frigya ovası üzerinde kurulmuş tarihî bir şehir. M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike onuruna kurulan kent; tarih, kültür, ticaret ve inanç açısından Anadolu’nun en önemli merkezlerinden biri olmuştur
Tarihçe: Kuruluşu, Roma Dönemi ve Bizans Metropolü
Kuruluş Dönemi / Helenistik Çağ
Laodikya, M.Ö. 261–253 yılları arasında kurulur; ilk adı Rhoas ve sonra Diospolis (Tanrı Kenti) olarak geçer. Kral II. Antiokhos şehri karısı Laodike adına yeniden adlandırmıştır.
Roma Dönemi ve Ticari Zenginlik
M.Ö. 130‑129 yıllarında Roma egemenliğine giren kent, kısa sürede Asya eyaletinin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelir. Özellikle Laodikya kumaşı Roma İmparatorluğu’nda ün kazanır; Diokletianus’un fiyat fermanına kadar girmiştir. Ticaret yollarının kavşağındaki konumu sayesinde hububat, mermer, hayvan ticaretiyle zenginleşir ve Anadolu’nun gözde bir kenti haline gelir.
Hristiyanlık ve Erken Bizans Dönemi
Laodikya, İncil’de adı geçen “Yedi Kilise”den biridir ve erken Bizans döneminde metropollük derecesine ulaşır. Hıristiyanların hac merkezi haline gelir. M.S. 363–364 yıllarında kentin ev sahipliği yaptığı Laodikya Konsili Hıristiyanlık tarihinin önemli olaylarından biridir.
Depremler ve M.S. 4.–6. yüzyıllar
M.S. 60’ta büyük bir depremle yerle bir olur; ancak kent halkı imparatorluktan yardım almadan yeniden inşa eder. En yıkıcı deprem 494 yılında gelir; bu depremden sonra kent yeniden toparlanmakta güçlük çeker ve Bizans sonrası dönemde önemini kaybeder. M.S. 7. yy’ın ilk çeyreğinde İmparator Focas Dönemi’nde meydana gelen yıkıcı depremin ardından kent bir daha toparlanamamış ve terk edilmiştir.
Kazılar, Arkeoloji ve UNESCO Adaylığı

Kazı Çalışmaları
2002–2003 yıllarında Pamukkale Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle başlatılan kazılar, Erken Kalkolitik Çağ’dan (M.Ö. 5500) Bizans döneminin başlarına (7. yy.) kadar kesintisiz yerleşim tespit etmiştir. Laodikya Antik Kenti’nde kazılar sistematik bir şekilde devam etmekte olup yılın oniki ayı kazılar devam etmektedir.
UNESCO Geçici Miras Listesi ve Açık Hava Müzesi
2013 yılında geçici olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Laodikya, kapsamlı kazı ve restorasyonlarla giderek zenginleşen bir açık hava müzesine dönüşmüştür.
Mimari Değer: Yapılar ve Yapılanmalar
Laodikya Antik Kenti, yaklaşık 5 km²’lik bir alana yayılmıştır ve çok sayıda anıtsal yapı barındırır.
a. Tiyatrolar
Batı Tiyatro: Hellenistik dönem yapımı olup Roma döneminde restore edilmiştir; 8.000 kişilik kapasitesi vardır ve yakın zamanda restore edilmiştir.
Kuzey Tiyatro: Tiyatro yaklaşık 12000 kişilik oturma kapasitesine sahiptir. Tiyatro değişik tamiratlarla MS 7. yy’a kadar kullanılmış, bundan sonra da alan taş ocağına dönüştürülmüştür.
b. Stadyum
285 × 70 m ölçülerindeki stadyum, Anadolu’nun en büyük Roma dönemi stadyumlarından biridir. Atletizm ve gladyatör gösterilerine ev sahipliği yapmış, antik dönemin spor merkezi olarak kabul edilmiştir
c. Hamam Kompleksleri ve Su Yapıları (Nymphaeum)
Kentte 4 hamam kompleksi, anlaşılması güç su mühendisliği düzenine sahip su yolları ve 5 nymphaeum bulunur. Doğu Bizans Nymphaeumu özgün planıyla dikkat çeker; su sistemleri hem halka hem de kentin dışındakilere hizmet etmiştir.
Traian Nymphaeumu:
Laodikya Antik Kenti’nin en dikkat çekici yapılarından biri olan Traian Nymphaeumu, Roma İmparatoru Traianus (MS 98–117) dönemine tarihlenen anıtsal bir çeşme yapısıdır. Nymphaeum terimi, Roma mimarisinde genellikle şehirlerin su kaynağını temsil eden, süslemeli ve gösterişli çeşmelere verilen addır. Laodikya’daki bu yapı ise hem mimari zarafeti hem de dönemin su mühendisliği açısından önemli bir örnektir.

d. Agora, Bouleuterion, Tapınaklar ve Giriş Kapıları
Kentte 5 agora, bir Bouleuterion (meclis binası), anıtsal geçit kapıları (Suriye Kapısı, Doğu Bizans Kapısı) ve Zeus ile Apollon tapınakları gibi birçok kült yapısı bulunur.
Tapınak A: Tanrıça Artemis, Tanrı Apollon ve İmparatorluk Kültüne adanmıştır. Antoninler Dönemi’nde (MS 2. yy) yapılan tapınak, İmparator Diocletianus Dönemi’nde (MS 284-305) büyük çaplı tamirat geçirmiştir.

e. Kilise ve Hristiyan Yapıları
Bir hac kilisesi olarak kurulan ve erken İsaîlerin kutsal yapılarından olan Laodikya Kilisesi, Büyük Konstantin sonrası (M.S. 313) inşa edilmiş; bugün yapının kalıntıları ibadet turizmine ilgi çeker.
f. Nekropol Alanları, Peristilli Evler, Latrina
Şehrin dört yanını saran mezarlık alanları (nekropler), sütunlu caddelerle çevrili peristilli evler ve antik kamu tuvaletleri (latrina) ziyaretçilere dönem yaşamını aktarmaktadır.
Sağlık Merkezi ve Tekstil Endüstrisi: Şifa ve Kumaş Şehri

Sağlık ve Hygieia Heykeli
Pamukkale’nin termal sularını kullanan Laodikya, özellikle göz merhemleriyle üne kavuşmuş; antik dönemde sağlık merkezi olarak kabul edilmiştir. Bu konuda Hygieia heykel başı buluntusu simgeseldir
Tekstil Endüstrisi
Laodikeia kumaşı, Romalılarca “Laodikeanum Sericum” olarak bilinir; siyah, dayanıklı ve kaliteli pamuklu / yünlü kumaşlar hazırlanırdı. Phrygia bölgesinde tarımsal üretimle birlikte tekstil üretimi şehir ekonomisinin belkemiği olmuş, hatta Lyon’da bulunan bir lahitte Laodikeia kumaşları savunucunun adıyla anılmıştır.
Ziyaretçi Rehberi: Nasıl Gidilir?
Konum & Ulaşım
Laodikya, Denizli şehir merkezine yaklaşık 6 km mesafede, Denizli–Pamukkale yolu üzerindedir. Eskihisar ve Korucuk köy sınırlarında yer alır. Denizli otogarından Pamukkale veya Korucuk minibüsleri ile ulaşılabilir; özel araçla D585 karayolunu kullanarak yaklaşık 10 dakikalık mesafede Laodkiya Antik Kenti’ne ulaşılabilir.
Laodikya Neden Ziyaret Edilmeli ?
Zengin tarihi mirası, Helenistik, Roma ve Bizans izleri barındırır.
Anadolu’nun en önemli antik kentlerindendir, tiyatrolar, agoralar, hamamlar gibi devasa yapıların kalıntıları ile UNESCO’ya adaydır.
Dini ve kültürel önemi, İncil’de adı geçen Yedi Kilise’den biri olması; hac merkezi kimliğiyle eşsizdir.
Tekstil ve sağlık merkezi kimliğiyle antik dönemde hem maddi hem sosyal yaşamın merkezindedir.
Kolay ulaşım, uygun giriş ücreti ve iyi planlanmış ziyaretiyle kültür-turizm açısından caziptir.